


Ölüm, her insanın karşılaşacağı bir gerçektir. Bu bir hayat kanunudur ve insanlık tarihi boyunca istisnası görülmemiştir.
Ölüm hayatın şaşmaz bir gerçeği olmasına rağmen, insanların çoğunluğu için korkulan ve istenmeyen bir durum olmuştur. Kur’an’da bu durum şöyle ifade edilmiştir: “De ki: Şüphesiz korkup kaçtığınız ölüm, elbette size ulaşacaktır…”3 İnsanın ölümden kaçışının iki temel sebebi vardır. Bunlardan birisi sevilen ve sahip olunan şeylerin kaybedilme endişesidir. Diğeri ise ölümle ebediyen yok olma korkusudur.

Ahiret inancı, insanı yok olma korkusundan kurtarır. Çünkü ahirete inanan insan, ölümün yeni ve sonsuz bir hayatın başlangıcı olduğunu bilir. Dünya hayatında sınavda olduğunun bilinci ile yaşadığından ahiret onun için bir ödül anlamı taşır.
Bu durumda ölümden kaçışın bir anlamı yoktur. Önemli olan, ölüm gerçegine hazır olmaktır. Peygamber (s.a.v.), “Insanların en akıllısı, ölümü unutmayan ve ona hazır bulunan kimsedir.”4 buyurarak bu gerçege işaret etmiştir.


